Tarihte birbirinden ilginç olaylar vardır. Bunların bir çoğu herkes tarafından bilinir, bazıları ise gölgede kalır ve gün yüzüne çıkmaz. Bazıları ise gözümüzün önünde olduğu halde dikkat çekmez.
Geçenlerde Russ Kick imzalı 50 Things You're Not Supposed to Know(Bilmemeniz Gereken 50 Şey) isimli mizahi dile sahip ancak genelde sıkıcı olan kitabı okurken askeri tarih alana giren iki olay dikkatimi çekti. Bunlardan biri karanlıkta kalmış ve bilinmeyen bir olay, diğeri ise gözümüzün önünde olduğu halde dikkat çekmeyen bir gerçek.
Kitaptaki haliyle çevirip yayınlıyorum.
3. Dünya Savaşı 1995 Yılında Neredeyse Başlıyordu
25 Ocak 1995 günü ne yapıyordunuz? Her ne yapıyor idiyseniz, bu yaptığınız en son şey olabilirdi. O tarihte dünya ABD ile Rusya arasında başlayacak bir nükleer savaşın eşiğine gelmişti.
ABD ve Norveç, kutup bölgesinin haritasını çıkarmak için bir araştırma roketi ateşlemişti. Standart protokol gereği Norveç fırlatmadan önce Rusya'ya haber vermişti ancak mesaj doğru kişilere ulaşmamıştı. Gecenin bir yarısı, Rus radarları bir ABD denizaltısından Moskova'ya doğru ateşlenen nükleer füzeye benzer bir cisim tespit etti.
Rus Ordusu hemen Başkan Boris Yeltsin'i uyandırdı ve ona ülkenin saldırı altında olduğunu bildirdi.(Yeltsin'in vodka içip sızmış olduğuna dair bir şey belirtilmemiş.) Uyku sersemi başkan -tarihte ilk defa- içinde nükleer füzelerin ateşleme kodları olan siyah çantayı kullanma kararı aldı. Ülkede bulunan insanın tüylerini diken diken eden 2000 füzenin tamamını mı yoksa bir kısmını ateşlemeye karar vermek için bir kaç dakikası vardı. Tüm dünyanın şansı varmış ki, Yeltsin danışmanlarıyla görüşürken, radarda füzenin istikametinin denize doğru olduğu görüldü. Kırmızı alarm sona erdi. 3. Dünya Savaşı'nın eşiğinden dönülmüştü.
Tüm bunları daha korkunç hale getiren şey ise, Rusya'nın erken uyarı sistemlerinin şu anki durumunun 1995'ten daha kötü durumda olması. Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü'nün belirttiğine göre, Rusya'nın tam anlamıyla füze saldırılarını tespit edebilecek bir savunma ağına sahip olması için 21 uyduya ihtiyacı var. 1999 itibariyle bu sayı sadece 3. Eğer bir Rus bürokratı bir daha bir ülke araştırma roketi ateşlediğinde komuta ve kontrol merkezlerine haber vermeyi unutursa, Tanrı yardımcımız olsun.
Kore Savaşı Asla Bitmedi
Hawkeye Pierce ve diğer M*A*S*H tayfasına haber vermeyin ama teknik olarak Kore Savaşı hala devam ediyor. Bunu söyleyen kişi Kore'de imzalanan silah bırakma anlaşmasını hazırlayan Howard S. Lewie'den başkası değil. Şu anda hukuk profesörü olan bu şahıs, o dönemde Askeri Yargı mensubu bir yüzbaşıydı.
Silah bırakma bir barış anlaşması değildir. Ana amacı ateş kes sağlamak ve çatışmalara son vermek olmakla beraber, bu durum süresiz veya belli bir süreliğine olabilir. Silah bırakma anlaşması, taraflar arasındaki savaş durumunu ortadan kaldırmaz. Savaş durumu ve gereksinimleri, savaşan taraflar ve tarafsızlar için halen devam etmektedir.
Kore'de imzalanan silah bırakma anlaşmasında da zaten bunun sadece barışçıl bir çözüm bulunana yani bir barış anlaşması imzalanana kadar alınacak geçici bir tedbir olduğu belirtilmiştir. 1954'te Cenevre Kongresi'nde bir sonuca ulaşılmaya çalışıldıysa da başarısız olunmuştur.
İlginç bir şekilde, bu silah bırakma anlaşması sadece BM Ordusu yetkilileri, Kuzey Kore Ordusu ve Çin Halk Cumhuriyeti Ordusu arasında yapılmış ve Güney Kore tarafından imzalanmamıştır. Aynı zamanda belirtilmelidir ki Kore'de yaşanan çatışmalar teknik anlamda bir "savaş" değildir. Çünkü bir çok 2. Dünya Savaşı sonrası çatışmada da olduğu gibi savaş ilanı yapılmamıştır. The Korean War: An Encyclopedia (Kore Savaşı Ansiklopedisi)'da belirtildiği üzere: "Bir savaş ilanı olmadığı için, bir barış anlaşması olmaması ve sadece çatışmaların durdurulması normaldir."
Kuzey Kore, silah bırakma anlaşmasını bir çok kez reddetmiş ve uzun süredir durmuş olan Kore Savaşı'nın "başlat" düğmesine tekrar basma tehditleri savurmuştur. En son Şubat 2003'te Kim Yong-il'in hükümeti, sürekli tekrarlanan ABD ihlalleri yüzünden, silah bırakma anlaşmasının "hiç bir önemi olmayan boş bir kağıt parçası" olduğunu söylemiştir.