TARİH
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TARİH

Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur. Mustafa Kemal ******
 
AnasayfaKapı*Latest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
En son konular
» Karındeşen Jack'in Polise Yazdığı Mektup
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeÇarş. Şub. 11, 2009 5:32 pm tarafından Malazgirt

» Albert Fish'in Çocuğunu Katlettiği Aileye Yazdığı Mektup
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeÇarş. Şub. 11, 2009 5:30 pm tarafından Malazgirt

» Türklerde Denizcilik
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:22 pm tarafından Malazgirt

» Türklerde Okçuluk
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:21 pm tarafından Malazgirt

» Timur İmparatorluğunda Askeri teşkilat
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:20 pm tarafından Malazgirt

» Yusuf Has Hâcib
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:15 pm tarafından Bortecine

» İyonyalılar (MÖ.1200-MÖ.7.YY)
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:11 pm tarafından Bortecine

» Hititler (MÖ.2000-MÖ.700)
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:10 pm tarafından Bortecine

» Frigyalılar(M.Ö.750-M.Ö.609)
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:08 pm tarafından Bortecine

» Lidyalılar (MÖ.7. YY-MÖ.546)
I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:07 pm tarafından Bortecine


 

 I. Kosova Zaferi (2.kısım)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Malazgirt
Admin
Malazgirt


Mesaj Sayısı : 263
Kayıt tarihi : 20/11/08
Yaş : 31
Nerden : Tokat

I. Kosova Zaferi (2.kısım) Empty
MesajKonu: I. Kosova Zaferi (2.kısım)   I. Kosova Zaferi (2.kısım) Icon_minitimeC.tesi Ocak 17, 2009 5:19 pm

Şehzade Bayezid’in sözleri, sadrazam Ali Paşa’nın bir ayet oku­masına vesile oldu. Ali Paşa; peygamber Efendimizin düşmanla­rıyla yaptığı BEDİR savaşını göstererek "çoğu zamanlar fazla kuv­vetler, az kuvvetler tarafından yenilmiştir" deyince, oradaki ko­mutanlar, Allah’a tevekkül ile imanları kuvvetlendi. Zaten başka dayanakları da yoktu. Bu harp Osmanlılar için bir ölüm-kalım mü­cadelesi olacaktı. Çünkü Kosova’da yapılacak ve kazanılacak harp Rumeli’nde hükümranlığı sağlamlaştıracak, burada kalmalarına yarayacaktı. Bütün Osmanlı ordusu, Allah’a bağlılık ve inanışları içinde harbi kazanmağa and içtiler. Bu sırada söz alan ünlü komu­tanlardan Timurtaş Paşa da, savaş tecrübelerine dayanarak, düş­man süvarilerinin zırhlarından korkacak develerin geriye doğru kaçmaları halinde, düşman atlılarına engel olacağı yerde, aksine Osmanlı ordusunda karışıklık doğuracağını söyledi. Bunun üzeri­ne i. Murad, müşaviri Evrenos Bey’e "sen bu düşmanın yapacak­larını hepimizden daha iyi bilirsin. Özellikle bu hususta tecrübende çoktur. Onlarla çok iyi savaştın. Senin son düşüncen nedir?" di­ye sorunca Evrenos Bey tecrübelerine dayanarak şöyle konuştu:

"Düşman önce düzenli bir şekilde taarruz edebilir. Zamanla düzen­siz bir hale gelir. Karışabilir. Zaferi kazanacağına inandığı için de rastlantılara güvenir. İşte bu sırada düşmana karşı taarruzun uygun olacağını, Osmanlı ordusunun bu suretle zafere daha kolay yakla­şacağını, bir yandan da, düşmanın taarruzundaki tertiplerini dikka­te alarak, savunmamızın duruma göre almanın doğru olacağını, birlikleri aynı noktalarda daima üstün tutarak ve daima toplu bu­lunmanın yararlarını anlattı. I.Murad ve Komutanlar, Evrenos Bey’in düşüncelerini uygun buldular. Ertesi sabah bu şekilde hare­ket edilmesine karar verildi.

Sabah şafak sökerken, sabah namazını bitiren i. Murad ellerini kaldırarak şöyle dua etti:

"- Ya rabbi! Senin aşkına yüz sürdüğüm şu anımda bana yar­dım et, milletime karşı yüzümü kara çıkarma. Yardımını benden ve askerlerimden esirgeme. Askerlerime beni siper et, onları zafe­re, beni şahadete ulaştır. İslam’ın mülkünü yok etme. Beni kurban et" diye dua etmiş ve hemen sonra etrafına bakındığı zaman, dün çok fena ve aleyhine esen rüzgârın kesildiğini, hafif serpeleyen yağmurun ovadaki tozları yatıştırdığını hayret ve sevinçle görünce Allah’a şükretmişti. Bu sırada ordusunun savaş düzeni aldığını, yalın kılıç bekleyen askerlerinin en ön saflarına kadar giderek bu halleri anlatmış, moral vermişti.

— Göreyim sizi koçlarım, aslanlarım zafer sizindir, diyerek, cephenin merkezindeki savaş idare yerine gitti.

TARAFLARIN SAVAŞ TERTİP VE DÜZENLERİ:

Osmanlı ordusunun harp için tertibatı: Osmanlı ordusu, sağda, merkezde, solda olmak üzere üç grup halinde tertiplenmişlerdi. Sağda, yaya ve atlı gruplardan oluşan birliklere Yıldırım Bayezid komuta ediyordu. Birinci hatta piyadeler, ikinci hatta süvariler bu­lunuyordu. Rumeli sipahileri Evrenos Bey komutasında, Rumeli yayaları Kürtağa komutasında, Azap askerleri Hoca ve Hamza Beyler komutasında idi. Bayezid kuvvetleri gerisinde toplar da mevzilendirilmişti.

Merkezde; (Ortada) i inci Murad komutasında, yeniçerilerden kurulu üç grup halinde bulunuyorlardı. 1. gruba veziriazam Ali paşa, 2. gruba yeniçeri ağası, 3. gruba da Rumeli Beylerbeyi Ti­murtaş Paşa komuta ediyordu. Merkez kuvvetlerin gerisinde ihti­yat kuvvetleri bulunuyordu. Bu grup da iki kademe halinde tertip­lenmişti. 1. hatta süvariler, 2. hatta yayalar bulunuyordu. Padişahın koruyucuları hassa süvarileri ve kapıkulu süvarileri de bu grupta bulunuyorlardı.

Solda; Yakup Çelebi komutasındaki grupta Turgut Bey’in Anadolu yayaları, Subaşı Aynı Beyin komutasında Anadolu sipa­hileri gruplanmıştı. Turgut Beyin kuvvetlerinin gerisinde Saruha­noğlu ve Aydınoğlu beylikleri kuvvetleri bulunuyordu. Birliklerin aralarında ve gerilerinde toplar mevzilendirilmiş, atışa hazırlanı­yorlardı. Ordu ağırlıkları en geride yerleştirilmişti. Osmanlı ordu­su 40–50 bin kadardı.

HAÇLI ORDUNUN DÜZENİ:

Sağda; Sırp kralı Lazar’ın kız kardeşinin oğlu BRANKOVİÇ komutasında; Sırp birlikleri ve Arnavutluk birliklerinden oluşan grup,

Merkezde(ortada) Kral Lazar komutasında; Sırp kuvvetleri, Macar kuvvetleri, Ulah kuvvetleri, Hersek kuvvetleri ve Leh kuv­vetlerinden mürekkep gruplar,

Solda; Bosna kralı Tvartko komutasında; Sırp kuvvetleri ve Bulgar kuvvetlerinden oluşan grup.

Kral Lazar’ın merkez grubunda; birinci hatta süvariler, ikinci hatta piyade birlikleri yerleştirilmişti. Merkez grubunun gerisinde süvari kuvvetlerinden oluşan genel ihtiyat kuvvetleri bulunuyordu. Gruplar arasında ağır silahlar yerleştirilmişti. Haçlı ordunun genel kuvveti 100.000 kadardı.

BİRİNCİ KOSOVA MEYDAN MUHAREBESİNİN İCRASI (20 Haziran 1389)

Osmanlı ordusu başkomutanlık müşaviri EVRENOS Bey’in hazırladığı savaş planı gereğince, cephe ilerisinde 2000 kişi kadar bir kuvvet cephe genişliğince örtme tedbirleri almış ve taarruz gösterileri yaparak düşmanı kışkırtmış ve taarruzunu sağlamıştı. Osmanlı ordusu ise; plan gereği bu kuvvetlerin gerisindeki tepeler üzerinde savunma tertipleri almıştı. Her iki tarafın muharebe hazırlıkları tamamlanınca, ileri mevzilerdeki örtme kuvvetleri düşmana ok mesafesine kadar sokuldu. Sabahın aydınlığı ile beraber düşmana ok yağdırmağa başlamışlardı. Müessir bir atıştan sonra, kuvvetler düşmana doğru gösteriş taarruzuna başladılar. Sırplar sayıca üstünlüklerine güvenerek sol yanda bulunan Yakup Çelebi’nin grubuna şiddetle saldırıya geçtiler. Bu cephedeki kuvvetler düşmanın çokluğu karşısında mukavemete devam edemediler. Gerideki ihtiyatlar üzerine doğru çekilmek zorunda kaldılar. Sultan Murad bu durumun diğer kuvvetlere etki yapacağını düşünerek Bayezid kuvvetlerinin, bir bölümüyle derhal Yakup Çelebi kuvvetlerine yardım etmelerini emretti. Bu sırada Yakup Çelebi de çarpışa çarpışa mukavemete devam ederek adim adım çekiliyordu. Bu suretle düşmanın büyük bir bölümünü kendine bağlamış bulunuyordu. Bu sırada da Yıldırım Bayezid’in idare ettiği kuvvetler bu düşmanın yanına doğru taarruza geçmiş ve yardım etkili de olmuştu.

Sırbistan kralı LAZAR Haçlı ordusunun başkomutanı olarak savaşı bütün dikkatiyle takip ediyordu. Yıldırım Bayezid’in taarruzunu görüyor ve başardığı mükemmel manevranın nereye varacağını bekliyordu. Boşa çıkarmak için sol yan kuvvetlerinden 20.000 kadar Boşnağı VİLODKOVİÇOVİÇ’in komutasında toplayarak Bayezid’in üzerine gönderdi. Vaziyeti gören Yıldırım Bayezid kuvvetlerini derleyerek, üzerine gelenlere yöneldi. Kanlı bir çarpışma oldu. Çarpışmayı kesin olarak Yıldırım kazandı. Yakup Çelebi ’ye saldıran ve bir süre başarılı görülen Sırplar yanlarının tehlikeli bir duruma girdiğini görünce kötü hale düştüler. Bu vaziyeti gören Yakup Çelebi; Ayni Bey ve Sarıca Paşa kuvvetlerini de yanına alarak önce durdu ve sonra geriye dönerek ve çok korkunç bir atılganlıkla karşı taarruza geçti. Sırplar cephelerinden ve sol yanlarından gördükleri saldırılara dayanamadılar ve panik halinde kaçmaya başladılar. Başkomutanlık bu durumu görünce bütün cephede karşı taarruza başladı. Çarpışmalar ve kovalamaca 5 saat sürdü. Kaçanlar Osmanlı süvarisinin takibinden yakalarını kurtaramadılar. Kral LAZAR, pek çok komutan ve prensler de ölüler arasında idi.

Osmanlı Ordusu ihtiyatlarının yerinde ve zamanında kullanılmasıyla düşmanın büyük kısmının kaçmasına meydan verildi ve gerilerden de çevrilerek tümüyle yok edildi. Çemberden kurtulabilenler 3 kol halinde kaçıyorlardı. LOJON boğazı yönünde çekilenleri Bayezid’in, METROVİÇE yönünde çekilenleri Yakup’un süvarileri kovalıyordu. Savaş, cepheden düşman geri arazisine intikal etmiş, kovalama devam ediyordu. Akşam olmuş cephede sükûnet vardı. Yalnız ölüler ve yaralılarla dolu savaş alanı bütün acılığıyla gözler önündeydi. Padişah; savaş alanını dolaşmakta, yaralı ve şehitlerini, gözyaşlarını önleyemeden şefkatli elleriyle okşuyordu. Bu sırada yerden kalkan bir yaralı, (sonradan adının Miloş Obilie ve Sırp prensi olduğunu öğreniyoruz) su vereceğini söyleyerek, Padişahın yanına sokuldu. Kol yeninde sakladığı hançerini padişahın kalbine sapladı. Sultan Murad yere düşerken, bu hain derhal öldürüldü. Ama padişah şehid olmuş, Cennete kavuşmuştu. Yıldırım Bayezid başkomutanlığı devralması için ileriden çağrıldı. Yüksek komutanlık vasfı olan şehzade Yıldırım Bayezid’e devlet büyükleri kararı ile harp sahasında biat edilip, Padişahlığı ilan edildi.

Harp Osmanlı ordularının zaferiyle sonuçlanmıştı. Yıldırım Bayezid 4. Osmanlı padişahı ve ordunun başkomutanı olarak, ordusuyla Edirne’ye döndü. Yürüyüş halinde iken, düşmanı sonuna kadar kovalayan süvari birlikleri de arka arkaya geri dönerek orduya katılmışlardı. Balkanlarda yapılan bu ilk büyük meydan muharebesi Osmanlı ordusunun büyük ve kesin zaferiyle sonuçlanmıştı. Babası Orhan Gazi’den 102.000 kilometrekare olarak aldığı Osmanlı topraklarını i. Murad 29 yıllık hükümdarlığı içinde 460.000 kilometrekareye çıkarmıştı. I.Kosova zaferi ile kazanılan bu yerler 500 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kaldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://tarihciler.hareketforum.com
 
I. Kosova Zaferi (2.kısım)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» I. Kosova Zaferi (1.kısım)
» II.Kosova Zaferi
» Çirmen Zaferi
» Fransa'ya yardım seferi ve Cezayir Zaferi
» Kimekler (2.kısım)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TARİH :: SAVAŞLAR :: En Kanlı Savaşlar-
Buraya geçin: