TARİH
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TARİH

Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur. Mustafa Kemal ******
 
AnasayfaKapı*Latest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
En son konular
» Karındeşen Jack'in Polise Yazdığı Mektup
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeÇarş. Şub. 11, 2009 5:32 pm tarafından Malazgirt

» Albert Fish'in Çocuğunu Katlettiği Aileye Yazdığı Mektup
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeÇarş. Şub. 11, 2009 5:30 pm tarafından Malazgirt

» Türklerde Denizcilik
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:22 pm tarafından Malazgirt

» Türklerde Okçuluk
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:21 pm tarafından Malazgirt

» Timur İmparatorluğunda Askeri teşkilat
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:20 pm tarafından Malazgirt

» Yusuf Has Hâcib
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:15 pm tarafından Bortecine

» İyonyalılar (MÖ.1200-MÖ.7.YY)
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:11 pm tarafından Bortecine

» Hititler (MÖ.2000-MÖ.700)
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:10 pm tarafından Bortecine

» Frigyalılar(M.Ö.750-M.Ö.609)
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:08 pm tarafından Bortecine

» Lidyalılar (MÖ.7. YY-MÖ.546)
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:07 pm tarafından Bortecine


 

 Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar) [3.kısım]

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Malazgirt
Admin
Malazgirt


Mesaj Sayısı : 263
Kayıt tarihi : 20/11/08
Yaş : 31
Nerden : Tokat

Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Empty
MesajKonu: Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar) [3.kısım]   Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar)  [3.kısım] Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 10:45 am

Bu kız, 2.kısımda adı geçen başbuğ Saruhan(Charaghan)'ın torunu ve onun yaşlılığı dolayısiyle yerine başbuğluğa getirilen oğlu Atrak (Atraka)'m kızı idi. Atrak da kralın daveti üzerine kendine baglı kalabalık kütlelerle (40 bin aile) Gürcistan'a gitti (1118. îlk büyük göç). Bu Kuman-Kıpçak kütleleri Çoruh, Kür dolaylarını "görülmemiş bir kudret ve genişlikle canlandırdılar"; Selçuklulara bağ lı Müslüman emîriikleri idarelerine aldılar ve sayısı 40 bin tahmin edilen bir süvari ordusu ile Şirvan'a, Azerbaycan'a seferler yaptılar. 1121'de Borçalı çayı havalisini ele geçirdiler. 1123'de aldıkları Tiflis'i Gürcü kırallığı başkenti yaptılar. 1124'de îspir ve Oltu'ya kadar ileriediler. Şirvan şahlarını vergiye bağlamışlar, Saltuklu, Sökmenli, Mengücüklü ve Artuklu beyleri ile ve daha sonralan Azerbaycan Atabeyliği ile devamlı mücadele etmişlerdi Kral Giorgi III (1156-1184) zamanında Gürcü askerî gücünü meydana getiren Kıpçaklar 1177'de, asî ordu kumandanı îvane Orbelian'dan, kralı himaye etmek suretiyle başkumandanlığı devralan ünlü başbuğ Kubasar ile büsbütün hakim duruma geldiler. Devlet adamı Kutlu Arslan gibi Kıpçak beylerinin idaresinde başlayan -anası tarafından Kıpçak- güzel kraliçe Thamara (1184-1213) devrinde Gürcü devleti, kuzeyden Kıpçaklar başbuğunun kardeşi Sevinç idaresinde yeni kütlelerin ülkeye gelmesi ile de (ikinci büyük göç: "Yeni Kıpçaklar") askerî, siyasî alanda, tarihinin en parlak çağını yaşadı. Bugün Kür, Çoruh ve Çıldır gölü havalisinde Kıpçak Türkçesine yakın bir dil konuşan ahalinin, buraya o tarihlerde gelen Kuman-Kıpçak kütleleriyle yakın ilgisi olduğu, bölge halk edebiyatında bazı motiflerin o devir hatıralarını taşıdığı bildirilmektedir. Selçuklu çağının tanınmış şahsiyetlerinden, Azerbaycan Atabeyliği (1146-1225)'nin kurucusu, İl-Deniz de Kafkaslar'dan gelmiş bir Kıpçak Türkü idi. Gürcistan'a gelmeleri dolayısiyle Don boylarını belki tamamen, Kuban bölgesini kısmen boşaltmış olan Kumanlardan Kırım yarımadasında kalan- lar şehiriere yerleşerek ticaret hayatına atılmış, hatta bazı küçük kasabalar da kurmuşlardır. Fakat, 1203'de Kiyefi işgal etmelerine ve 1219'da Ruslarla birlikte, kısa bir müddet için, Galiçya'yı Macarlardan almış olmalanna rağmen, 13. asır başlarında artık "Deşt-i Kıpçak" bütünlüğünde siyasî kudrete sahip bir Ku-man topluluğu kalmamış gibidir. Doğudakiler Kıpçak, Kanglı, Yimek, Uran vb. adlar altında bozkırlarda eski kabile yaşayışı içinde iken Harezmşahlar Devleti ile -bilhassa Sultan Ala'üddin Tekiş (1172-1200)'e hatun olarak bir prenses verdikten sonra- temaslarını arttırarak, bu Türk-İslam devletinde askerî vazifeler almışlar, sınırların genişlemesinde büyük hizmet görmüşler ve sonra Moğollann Orta Doğu'yu istilasının arifesinde Harezmşahlar im- paratorluğu askerî gücünün hemen tamamını meydana getirmişlerdir. Fakat bu ordu Moğollar tarafından yok edildi (1220). Moğollar karşısında başarısızlık Deşti Kıpçak'ta da görüldü. 13. asır başlanndan itibaren Rusların adeta yardımcısı durumuna giren Kumanların Kırım çevresindeki zümreleri, Karadeniz'in büyük ticaret limanı Suğdak ile dolaylarını Anadolu Selçuklularına terk etmeğe mecbur kalmakla (1226) iktisadî yönden uğradıkları sarsıntıyı gideremediler. Daha 1223'de, Cebe ile Subatai kumandasındaki iki Moğol tümenine Ruslarla birlikte mağlüp olan Kuman-Kıpçaklar (Kalka savaçı), Cengiz'in torunu Batu idaresinde, Deşt-i Kıpçak içlerine ilerleyerek îtil Bulgaryası'nı çiğneyip geçtikten sonra, bir anda Rus knezlerinin askerî güçlerini perişan eden Moğol ordusu karşısında tutunamadılar. Don-Donetz havzasında başbuğ Köten kumandasındaki kuvvetler dağıldı (1239) ve başbuğ, kurtulabilenlerle Macaristan'a iltica etti. Kuman-Kıpçakların kalabalık bir kısmı da îtil Bulgaryası'na gitti ve ore da adeta nüfus çoğunluğu kazanarak Kıpçak Türkçesinin, Bulgar lehçesi ye rine, umumîleşmesine yol açtı. Bütün Kıpçak Bozkırı Moğol istilasına uğrayıp Altun-ordu devleti kurulduktan (1256) sonra, "Deşt-i Kıpçak" tabiri da ha uzun müddet kullanılmakla beraber, Kuman-Kıpçakların artık hiçbir rolü kalmamıştır. Kuman-Kıpçaklar, o sıralarda, Mısır'da varlıklarını daha iyi ortaya koymuşlardır. 13. yüzyıl başlarından itibaren dağınıklıklan ve gittikçe daralan imkanları yüzünden hayat şartlarının zorlaştığını gördüğümüz Ku man-Kıpçaklar, bilhassa kıtlık ve hayvan hastalıklannın zuhur ettiği yıllarda Kıpçak Bozkırında İslavlar dolayısiyle eski tarihlerden beri devam edegelen bir geleneğe uyarak, sıhhatli, gürbüz çocuklarını para karşılığmda başka ve daha müreffeh ülkelere göndermeğe başlamışlardı. Mısır'da Eyyübî dev leti askerî gücünü yabancılardan sağlamak durumunda olduğundan, Deşt- Kıpçak'tan ve Kafkaslar'dan getirilen Kıpçak, Oğuz, Çerkes gençlerini se vinçle kabul ediyor ve onları hususî kışlalarda eğitiyordu. îşte bu sırada Mı sır'a hayli Kuman-Kıpçak delikanhsının gelerek orduda vazife aldığı görül mektedir. Nihayet İzzüddin Ay-beg'in 1250'de Eyyübîler yerine sultan ilaı edilmesi ile kurulan Mısır "Türk Devleti" kısa zamanda Kuman-Kıpçak unsurunun eline geçti. Bunlardan ihtimal Kıpçak olan Sultan Kotuz'dan son ra, Sultan Beybars hem kudretli bir asker, hem yüksek devlet adamı bi Kıpçak Türkü olarak kendini gösterdi (1260-1277). İslam hilafetini ihya et mek, Moğolları Suriye'den uzaklaştırmak gibi icraatı ile zamanın seçkin bi hükümdarı oldu. Yerine geçen Sultan Kalavun (1279-1290)801 da bir Kıpçak idi. O da Moğol-Ermeni-Frank birleşik ordularını yenilgilere uğratan "En büyük îslam hükümdarı" olarak, anayurdu ile bağlantıyı devam ettirmiş, Altun-ordu ile dostane münasebetlerde bulunmuş - ve Mısır-Türk Devletindı ilk hükümdar sülalesinin kurucusu olmuştur. Evlatları, iktidar Çerkes köle menlerine geçinceye kadar, devleti idare etmişlerdir (1290-1382). Bu devrı içinde devlet "Türk Devleti" (Ed-Devlet'üt-Türkîya veya Devlet'ül-Etrak) diye anılmış. Mısır ve Suriye "Türkiye" adını almıştır. Çoğunluğu Arapça konuşan yerli halkın dışında kalanlar için umumî dil Türkçe ve kültür Türk kültürü idi ki, Çerkes idaresi devresinde de durum böyle devam ederken ülke Osmanlı Türklerine intikal etmiştir (1517). Hindistan'da Delhi Türk sultanlığında 2. hükümdar ailesinin kurucusu olup, daha ziyade Uluğ Han diye anılan Sultan Balaban (1266-1286) da, gençliğinde Delhi'ye giderek devlet hizmeti almış Kıpçak büyüklerinden idi. 9.-13. yüzyıllar boyunca Doğu Avrupa-Batı Sibirya bozkırlanna hakim olan Peçenek-Uz-Kuman(Kıpçak)'lann tarihî rolleri şimdiye kadar saydıklarımızdan ibaret değildir. Bunların, izleri zamanımıza kadar sürüp gelen başka mühim hatıraları vardır. Önce, bu Türk boyları Rusların Karadeniz'e inmelerine ve Balkanlar'a sarkmalarına izin vermemişlerdir. Sonra, Dağıstan havalisi, Terek boyu ve sair bölgelerin Türkleşmesinde tesirli olmuşlardır. Rus vakayinamelerinde knezliklere yerleştirilmiş olarak geçen ve adlarının hatıraları o bölgelerde hala muhafaza edilen Berendi'lerin Peçeneklerden bir bölük olduğu, Kiyef knezliğinde sınır bekçiliği yaptıklan ileri sürülen Kara-Kalpaklar'da Peçenek-Uz-Berendi karışımından meydana geldiği bilinmektedir. Bunlardan bir kısmının sonraları Ceyhun ağzına giderek bugünkü Kara-Kalpakları teşkil etmiş oldukları anlaşılmaktadır. Bugün Romanya'da, açık sarı saçları ve mavi gözleri ile etraftaki topluluklardan ayrılan Çango'ların da Kumanlardan indikleri kuvvetle ileri sürülmektedir. 1223 Kalka savaşından sonra Moldavya'daki Kumanların başbuğu Borç Han'a bağlı kütleler, o zaman "Cumania" denilen bu bölgede (Kuzeydoğu Romanya) Hıristiyanlığı kabul edip kendileri için piskoposluk kurulmuş (1233), 1239 yenilgisi üzerine Köten idaresinde Macaristan'a göçenler Tuna-Tisa arasına yerleştirilmişlerdir. Buradaki yer adlan onların hatıralarıdır (Kis-Kunsag, Nagy-Kunsag= Küçük ve Büyük Kumanlar; Debrecen-DoJu Macaristan'da büyük üniversite yhn-Kartsag şehri vb.). Macar dilinde mevcut Türkçe sözlerin "orta tabakası" Kuman-Kıpçakça'ya aittir. Vaktiyle Avarlann îslavları teşkilatlandırması gibi, Peçenek ve Kuman idarecilerinin de Balkanlar'da benzer büyük hizmetleri görülmüştür. 1185-1237 yılları arasında Tuna'nın güney bölgesinde kalabalık halde yaşayan Kumanların, Bizans'a karşı Bulgar istiklal mücadelelerinde (1185-1195) başlıca rolü oynadıkları anlaşılmaktadır. Mücadeleyi kazanarak 2. Bulgar devletinin başına geçen ve Ulahların (sonraki Romenlerin) teşkilatlanması tarihinde yeri olan Çar Asen(l 187-1196)'in Kuman menşeinden geldiği, ayrıca daha sonraki Bulgar hükümdarlarından bir kısmının Kuman olduğu belirtilmiştir. Bizans-îznik împaratoru J. Vatatzes (1222-1254), Moğollann önünden çekilen Kumanlardan çoğunu -toprak karşılığı askerî hizmet yü kümlülüğü ile- Trakya'da, Makedonya'da ve batı Anadolu'da iskan etmiştir. Peçeneklerin, Uzların ve Kuman-Kıpçakların doğu Tuna çevresindeki etnik ve siyasî durumun teşekkülündeki tesirleri de ziyadesiyle dikkat çekicidir. Halen Romanya'da yaşayan ve ana dilleri Türkçe olan Gagauzların 13. yüzyılda oraya giden Selçuklularla ilgili oldukları iddia edilmiş ise de, bunlann daha ziyade Hıristiyanlaşmış bir Uz kütlesi olması ihtimali üzerinde durulmaktadır. Romanya'da bazı Türkçe yer adları (Teleorman, Dereh- lui (vadi), Turlui (tuı\u=tuz\u),Arges, Baragan, Cumana, Peçineaga, Carais- nan vb.) ile Romen dilinde mevcut Türkçe kelimelerden çoğu o devrin hatı ralarıdır. Aynı bölgede 1330'larda teşekkül ettiği bilinen ilk Romen devletinin de Kuman-Kıpçak unsuruna dayanan bir başbuğ ailesi tarafmdan kurul- duğu görülmektedir. Kurucusu Tok-temir oğlu Basar-aba idi (basmak fıilınden basar-t-aba).(=apa, Türkçe unvan) eki ile yapılan adlar Oğuzlarda (Ay-aba, Boz-aba) ve Doğu ve Orta Avrupa ve Mısır Kıpçak-Kuman çevrelerinde (Altın-aba, Tomuz-aba, It-aba, Arslan-aba vb.) yaygındır. Romanya'nın kuzeyindeki Basarabya bölgesi de aynı adı taşır. Basar, Baseroğul tarzında isimlendirmeler Deşt-i Kıpçak'taki Moğollarda da görülüyorsa da, kelime aslen Türkçe olduktan başka, Moğol hakimiyeti devrinde Türkçe konuşulduğu ve halkın büyük çoğunluğunu Türklerin teşkil ettiği dikkate alınırsa, "Türkleşmiş Moğollardan olduğuna ihtimal verilen Basaraba Türk kültürünü temsil ettiği anlaşılır. 15.-16. yüzyıllardaki Romen devlet büyüklerinin halis Türkçe olan adları Akbaş, Akkuş, Bozdogan, Bilik, Berendey, Barak, Bars, Beğbars, Buga, Belçir, Kara, Kızıl, Kazan, Şişman, Temirtaş, Tok, Ötemiş vb...819'de bu görüşü desteklemektedir. 14. yüzyılın 2. yansında, Dobruca'da kurulan "devlef'i de, Kuman Türklerine bağlamak mümkün görünüyor. Bir yandan Bulgar, bir yandan Bizans iktidarlarının zayıf düştüğü bu devirde, Bizans imparatoriçesi Anna tarafından yardımına müracaat edilen (1346'da) açağı Tuna bölgesi mahallî başbuğlanndan Balika (Türkçe, balık'dan)'nın oğlu Dobrotiç (Dobruca, bundan geliyor) 1354'lerden itibaren -sonra kendi adıyla anılacak olan- bölgenin ha-kimi olarak, 1385 yılına kadar Balkanlar ve Karadeniz'de mühim siyasî rol oynamıştır. Bakır paraları ele geçmiş olan oğlu îvanko zamanında (14. asır sonlarına doğru) bir aralık Romen tabiiyetine girdiği sanılan bu küçük Türk "Dobruca Devleti"nin topraklan 1417'de Osmanlılara intikal etmiştir. O tarihlerde Asya içlerinden Macaristan'a kadar yayılan bütün Türklerin konuştuğu ve ilim dünyasında "Kıpçak lehçesi" (Batıda "Lingua Coma- nesca") diye anılan Kuman dilinin belki en mühim hatırası 1303 yılında Kırım'da İtalyan, Alman misyoner-tacirleri tarafından hazırlanan ve "Codex Cumanicus" adı ile tanınan Kumanca-Latince-Farsça ve Kumanca-Almanca lügat (ve gramer) kitabıdır ki, Kumanların Hıristiyanlık devri ile ilgili olmakla beraber, Türk dilinin seçkin yadigarlarından biri kabul edilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://tarihciler.hareketforum.com
 
Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar) [3.kısım]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar) [2.kısım]
» Peçenekler, Uzlar ve Kıpçaklar (Kumanlar) [1.kısım]
» Oğuzlar (Uzlar)
» Memlûklular (2.kısım)
» Memlûklular (1.kısım)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TARİH :: TüRKLER :: Eski Türkler-
Buraya geçin: