TARİH
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TARİH

Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur. Mustafa Kemal ******
 
AnasayfaKapı*Latest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
En son konular
» Karındeşen Jack'in Polise Yazdığı Mektup
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeÇarş. Şub. 11, 2009 5:32 pm tarafından Malazgirt

» Albert Fish'in Çocuğunu Katlettiği Aileye Yazdığı Mektup
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeÇarş. Şub. 11, 2009 5:30 pm tarafından Malazgirt

» Türklerde Denizcilik
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:22 pm tarafından Malazgirt

» Türklerde Okçuluk
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:21 pm tarafından Malazgirt

» Timur İmparatorluğunda Askeri teşkilat
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:20 pm tarafından Malazgirt

» Yusuf Has Hâcib
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:15 pm tarafından Bortecine

» İyonyalılar (MÖ.1200-MÖ.7.YY)
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:11 pm tarafından Bortecine

» Hititler (MÖ.2000-MÖ.700)
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:10 pm tarafından Bortecine

» Frigyalılar(M.Ö.750-M.Ö.609)
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:08 pm tarafından Bortecine

» Lidyalılar (MÖ.7. YY-MÖ.546)
Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimeC.tesi Şub. 07, 2009 10:07 pm tarafından Bortecine


 

 Patrona Halil İsyanı (1.kısım)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Malazgirt
Admin
Malazgirt


Mesaj Sayısı : 263
Kayıt tarihi : 20/11/08
Yaş : 31
Nerden : Tokat

Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Empty
MesajKonu: Patrona Halil İsyanı (1.kısım)   Patrona Halil İsyanı  (1.kısım) Icon_minitimePaz Ocak 18, 2009 4:00 pm

Patrona Halil Ayaklanması

İstanbul'da, Sultan III. Ahmed'i ve sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'yı iktidardan uzaklaştıran ayaklanmaya verilen ad (28 Eylül 1730).

Patrona ayaklanmasında çeşitli sebepler arasında siyasi, ekonomik, sosyal, idari ve ahlaki sebepler sayılabilir. Siyasi sebepler, Damad İbrahim Paşa'nın iktidara geldiği 1718 yılına kadar uzanan görüş ayrılıklarıdır. İbrahim Paşa süratle yükselerek veziriazam olunca, elde ettiği mevkii talihsiz bir yenilgi ile elinden kaçırmamak için, Osmanlı Devleti aleyhine gelişen Avusturya savaşına son verecek barışçı bir politika izlemeye başlamıştır. Bunun sonunda da gelenekçi ve savaşçı Osmanlı ileri gelenleri ile çelişkiye düşmüştü. İmzalanan "Pasarofça Antlaşması" ise Tamışvar ve Belgrad gibi imparatorluğun en önemli bölümlerinin elden çıkışını belgelediğinden halk arasında hoşnutsuzluk doğurmuştu. İbrahim Paşa, bu hoşnutsuzluğu gidermek ve İran'ın iç işlerindeki karışıklıktan da yararlanarak Doğu seferi açmak zorunda kaldı. Bu sefer, Şah Eşref'le "Hemedan" anlaşmasının imzalandığı tarihe kadar başarılı geçti. Ancak Şah Tahmasb'ın ve Nadir Ali Han'ın İran'da iktidarı ele aldıkları zaman durum değişti. İran orduları terk ettikleri toprakları geri aldılar. Osmanlı halkı bu yenilgilerin telafisi için padişahın ve sadrazamın sefere çıkması gerektiği arzusunu belirtince ve bu istek camilerde kürsü şeyhleri tarafından dile getirilmesiyle İbrahim Paşa istemeyerek de olsa "sefer-i hümayun"u açmak zorunda kaldı. Ordunun Üsküdar'da konağa geçmesinden uzun bir süre geçtiği halde, Doğu serhaddine doğru yönelmemesi sadrazama karşı çeşitli sebeplerle beslenen düşmanlığı ortaya çıkardı. Ekonomik sebeplere gelince, imparatorlukta bir süreden beri devam edegelen savaşların meydana getirdiği mali sıkıntılar halkın tahammül edemeyeceği raddeye ulaşmıştı. Bir yandan "imdadiyye-i seferiyye ve hazeriyye" adlı ağır vergiler, bir yandan devletin gelir kaynaklarından olan mukaataaların malikane haline konarak satılmaları köylü ve çiftçi tabakayı iyice daraltmıştı. Buna karşılık III. Ahmed'in sarayı ile hükumet büyüklerinin aşırı harcamalarını karşılamak için durmadan alınan yeni tedbirler Hazineye gerekli parayı sağlamakta ise de, halk tabakaları arasında iktidarda olanlara karşı duyulan kin ve düşmanlığı bir kat daha arttırıyordu. Ordu ve mülkiye teşkilatında açık kadrolar Hazineye alındığından, bu birikimin gelirlerini kullanan yeniçeri, sipahi, kapıkulu, hacegan ve ehl-i cihad da hükumete karşı olmaya başlamıştı. Esnaf loncalarının da ağır vergilerden başka, sayıca çoğalmaları taşradan gelenlerle İstanbul esnafı arasında sürtüşmelere yol açmıştı. Her yeni loncanın kuruluşu Hazineye iyi bir gelir sağladığı halde, diğer bir esnaf teşekkülünün pazar sahasını daralttığından, esnaf arasında da büyük hoşnutsuzluk sürmekte idi.

İbrahim Paşa'nın sadaret dönemi Osmanlı toplumunun Avrupa ve özellikle Fransa kültüründen açıkça etkilendiği bir dönem olmuştur.Matbaanın resmen kabulü, Doğu ve Batı dillerinden tercüme faaliyetleri, sarayda ve şehirde yeni kütüphane ve medreselerin kuruluşu, seramik, kağıt, kumaş fabrikalarının tesisi, yeniçeri ocaklarında düzenlemeler, bu arada iki itfaiye teşkilatının meydana getirilişi bu devrin müspet faaliyetlerinden olmuştur. Ancak İstanbul'u güzelleştirmek amacı ile girişilen saray, konak, yalı, bahçe inşaatı yöneticileri aşırı bir lüks ve safahata yöneltmiş, bu da para ve geçim sıkıntısı çeken sade halk ile büyük bir çelişki içine düşmesine sebep olmuştur. Toplumun o tarihe kadar görmediği serbestlik, toplum yaşayışındaki eski kuralları bir yana bırakan laubalilik, dini çevrelerde, geleneklere bağlı olanlarda da büyük bir hıncın birikimini sağlamıştır.

Köylüsünden kentlisine, yeniçeri subayından Divan-ı Hümayun haceganına kadar bütün toplum tabakalarını karşısına alan, siyasi ve askeri faaliyetleri başarısız olan İbrahim Paşa iktidarı, padişah III. Ahmed'in sempatisine, hükumetin kilit noktalarına getirdiği damad, yeğen, torun vb. akraba ve yakınlarının desteğine dayamıştı. Kendisine rakip olabilecek vezir ve idarecileri ise İstanbul'dan padişahın çevresinden uzaklaştırıyordu. Bu durumda Osmanlı bürokrasisini de karşısına almıştı. Dayanağı olan akraba ve yakınları arasında da çekişmeler bulunduğu kadar, kendi mevkiine göz dikenler de vardı.

İbrahim Paşa, toplum tabakalarının bütün hoşnutsuzluklarına rağmen devletin gelirlerini başta padişah olmak üzere akraba ve yakınlarına cömertçe harcadığı halde, yine de onları kendi liderliği altında, sıkı bir disiplin içine alamamıştı. İşte Patrona Halil Ayaklanmasını hazırlayan ortam böyle meydana geldi. İbrahim Paşa tehlikeli olmaya başlayan adamlarından Bostancıbaşı Sivaslı Ömer Ağa'yı İstanbul'dan uzaklaştırdı ise de, iki damadı, kaptan-ı derya Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın torunu Kaymak Mustafa Paşa ile sadaret kethüdası Mehmed Paşa arasındaki geçimsizliğin getireceği sonucu göremedi. Mustafa Paşa, zeki, anlayışlı ve muhteris bir kimse olarak kayınpederinin makamına göz dikmişti. İbrahim Paşa'nın Mehmed Paşa'yı tercih etmesi de Mustafa Paşa'nın İbrahim Paşa'ya duyduğu minneti yok etmişti. Sefer-i hümayun sebebiyle İstanbul kaymakamlığına getirilince de planlarını uygulamaya fırsat bulmuş oldu.

İstanbul halkı, askeri ile esnafı böyle bir ihtilal ortamına girmiş bulunuyordu. İhtilalin hazırlığını, önceden tanıdığı ve bir cinayetten dolayı Galata voyvodası tarafından idama mahkum edilerek ölümden kurtardığı Patrona Halil'e verdi. Öte yandan halkın dini hislerini kamçılamak ve onları ihtilale yardımcı kılmak üzere Ayasofya şeyhi İspirizade Ahmed Efendi'yi temin etti. Bu arada o günlerde sadece müverrih Raşid Mehmed Efendi'nin hatırı için görevinden alınan İstanbul Kadısı Zülali Hasan Efendi de kendiliğinden hazırlık komitesi içine girdi. Patrona-i hümayunda bir süre levendlik ettiği için "Patrona" diye tanınan ve o tarihe kadar ufak disiplinsizlik olaylarına, Niş ve Vidin yeniçeri ayaklanmalarına katılarak daima olumsuz davranışlar içinde bulunmuş olan, kaptan-ı derya Abdi Paşa ve Mustafa Paşa tarafından iki kere hayatı kurtarılan Patrona Halil, bu iki din adamı yanında Musli Beşe ve Emir Ali'yi de yanına alarak, yapacakları hareketin düzenlemesini tespit ettiler. Mustafa Paşa ise Yeniçeri Ağası Hasan Ağa ile anlaştı, sefere katılmayıp İstanbul'da kalan birlikleri hareketin dışında bırakmayı başardı. Kendi emrindeki Tersane-î Amire ve donanmaya mensup askerlere de padişahla emri olmadıkça ihtilale karışmamaları emrini verdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://tarihciler.hareketforum.com
 
Patrona Halil İsyanı (1.kısım)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Patrona Halil İsyanı (2.kısım)
» Şeyh Bedrettin İsyanı
» Şah Kulu İsyanı
» Arnavutluk İsyanı
» Sırp İsyanı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TARİH :: TARiHi OLAYLAR :: İsyan ve Ayaklanmalar-
Buraya geçin: